Bilgehan Demir’den büyük iddia: Muhammed Ali madalyasını nehre atmadı

bilgehan-demirden-buyuk-iddia-muhammed-ali-madalyasini-nehre-atmadi-PWSDxYMh.jpg

Bilgehan Demir’den büyük iddia: Muhammed Ali madalyasını nehre atmadı

– Yarım asır sonra ortaya çıkın gerçek

– Efsanevi boksör Muhammed Ali’nin yaşamını ve etki ettiği 1001 hayatı yerinde yaptığı araştırmalar sonucu kaleme alan Bilgehan Demir, ezberleri bozduğu ‘Kayıp Madalyon’ kitabında tüm gerçekleri yazdı

‘Madalyasını nehre attığı iddiası bir senaryo’

‘Heykeli dikilen köle dedesi tarihin en büyük kahramanlarından biri ama bunu Muhammed Ali asla öğrenemedi’

Gürsoy OLCA- Sacit GÖNCÜ / İSTANBUL, – UZUN yıllar spor medyasında çalıştıktan sonra özellikle dövüş sporlarıyla ilgili anlattığı maçlar ve dünyanın dört bir yanında gerçekleştirilen organizasyonlarda dikkatleri üzerine çeken Bilgehan Demir son olarak dünya spor tarihinde iz bırakan efsanevi boksör Muhammed Ali’nin hayatını kitaplaştırdı. 5 yıl süren araştırmalarının sonrasında efsanevi boksör Muhammed Ali’nin yaşamını ve onun etki ettiği 1001 hayatı, ABD’de yaptığı araştırmalar sonucu kaleme alan gazeteci yazar Bilgehan Demir, ‘Kayıp Madalyon’ kitabında bilinen tüm ezberleri bozuyor.

Demir, Muhammed Ali’nin boksa başlamasında ve şampiyon olmasında önüne çıkan tüm engelleri, Müslümanlığı seçmesinin gerçek sebebi ile birlikte protest tavırlarıyla nasıl siyasi bir figüre dönüştüğünü ve özel yaşamı ile ilgili bilinmeyen ya da yanlış bilinen onlarca ezberi kitabında işledi. Bu konulardan biri de kitaba da ismini veren, ünlü boksörün bir restorana alınmayınca altın madalyasını Ohio nehrine atma olayı. Demir, DHA Spor’a yaptığı özel açıklamalarla, Muhammed Ali’nin hayatındaki bu ve benzeri sansasyonel olaylara ışık tutuyor ve bu konularda çarpıcı iddialar ortaya koyuyor.

Çocukluğundan bu yana sert mahalle ortamlarında büyümesinin de etkisiyle dövüş sporlarına gönülden bağlandığını belirten Bilgehan Demir, ring sporları yayıncılığıyla ise 2006 Kasım ayında tanışmasını “Japonya’daki K-1 Kick Boks gecelerini yayınlamaya başladığımız andan itibaren ben de çok büyük bir heyecan uyandırdı. O ihtişam beni peşinden sürükledi” cümleleriyle anlattı.

Muhammed Ali efsanesini duyduğu günden itibaren Ali’nin kendisinde ciddi bir ilgi oluşturduğunu söyleyen Demir bu konudaki en önemli etkiyi ise şöyle aktardı: “Muhammed Ali’ye olan ilgimi aslında 2008 yılında onun hayatını anlattığım kısa bir VTR ile göstermiştim. Bu kaseti yayın yaptığım ulusal televizyonda herkese izlettim. Sonra da 17 Ocak 2019’da kendi yaptığım stüdyo programda Muhammed Ali’nin doğum gününü canlı yayında pasta keserek kutladım. Bunlar beni Muhammed Ali’ye iyice bağlamıştı”

‘KAYIP MADALYON’ FİKRİ NASIL DOĞDU?

Muhammed Ali’nin 2016 yılında vefat ettiği dönemi “Televizyon kanalları ama aklınıza ne gelirse, neredeyse hava durumunda bile Muhammed Ali konuşuluyordu. Böyle bir dönemde ekranda konuşan kişiler ne Ali’nin maçlarını anlatan Orhan Ayhan’dı, ne de boks yayınları ile reyting rekorları kıran Bilgehan Demir’di” diyerek hatırlatan Demir “Ekranda hep futbol muhabirleri, boksla alakası olmayan siyasi yazarlar, Muhammed Ali’yle belki de hiç ilgisi olmayan insanların Ali’yi konuşmasını televizyonda izlediğimde, kendi kendime ‘Ben neden yokum, neden benim fikirlerim sorulmuyor?’ diye düşündüğümde ‘Demek ki eksiksin Bilgehan daha fazla çalışman gerekiyor” dedim ve ufaktan araştırmalara başladım” ifadelerini kullandı.

Bunun üzüntüsünün ardından çok büyük araştırma içine girdiğini ve Muhammed Ali’yi araştırmaya başladığını belirten Demir Kitap fikrinin ortaya çıkışını şöyle anlattı: “Araştırmaya başladığımda başta ekranda Ali ile ilgili konuşan kişilerin ve kendimin Muhammed Ali’yle ilgili pek bir şey bilmediğini fark ettim. Hatta Ali hakkında kitap yazan yabancı yazarların da sürekli birbirleri ile çeliştiğini farkettim. Sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne defalarca seyahatte bulundum. Ali’nin ailesiyle, menajerleriyle işin içinde olan birçok kişiyle röportajlar yaptım, sonra Muhammed Ali’yle ilgili yazılmış bütün eserleri, neredeyse tüm kitapları ve makaleleri okudum. Arkasından da dedim ki; çok büyük karmaşa ve kopyala yapıştır var. Bir kitabın yazdığını bir kitap, öbür eserin yazdığını öbür makale yalanlıyor. Bunların hepsini ortadan kaldırmam lazım dedim ve FBI dosyalarını deşifre ettirdim. 80 yıllık Amerikan gazete ve dergi arşivini bu 5 yıllık zaman diliminde taradım. Kütüphaneleri gezdim. Ardından da tüm karmaşayı ortadan kaldırarak gerçek Muhammed Ali’yi, işte bu kayıp madalyon kitabını ortaya çıkardım. Herkes şunu diyebilir. Tüm dünya bilmezken sen nasıl biliyorsun? Evet ben biliyorum. Çünkü herkesten daha fazla araştırdım. Ve herkesten daha fazla belge sunuyorum. Bunu başaran bir Türk olduğu için herkesin övünmesi lazım. Yabancı biri yazsaydı bu kitabı o zaman herkes vay be derdi! Ama bizden biri araştırınca küçük düşürülmemeliyim. Desteklenirsem tüm dünya büyük efsaneyi her detayı ile daha iyi tanıyacak. Kimse merak etmesin ben Muhammed Ali’nin efsaneliğinden toz bile alamam. Ali neyse onu yazdım. Onun yaşadığı yaşattığı büyük kahramanlıkları da okuyacaksınız. Yanlış bilinen tüm gerçekleri de”…

‘MADALYASINI NEHRE ATTIĞI İDDİASI BİR SENARYO’

İnkılap yayın evine bağlı Gutenberg’den çıkan ve 2025’te İngilizce olarak da basılacak olan kitabın farkını ve içeriği kaynakları ile ortaya koyan Bilgehan Demir ABD’ye defalarca giderek deliller topladı. Muhammed Ali’nin eşi Khalilla Ali ile Miami’de buluşarak efsane boksör hakkında bilgiler alan Bilgehan Demir karşısına çıkan yanlış bilgileri ise şöyle anlattı: “O kadar büyük yanlışlar var ki, hatta Muhammed Ali’nin kendisinin anlattığı yanlışları bile düzelttik. Nasıl mı? Anlatayım! Çünkü Ali’nin bizzat kendisinin 1975’te çıkarmış olduğu ‘My Own Story’ ‘Benim Hikayem’ adlı kitabının içeriklerinin önemli bir kısmının senaryo olduğunu fark ettim, başta da madalyasını nehre attığı iddiası. Muhammed Ali’nin nehre attığını iddia ettiği madalyanın nerede olduğunun izini sürmeye başladım. Sonuç itibarıyla ‘Kayıp Madalyon’ kitabımda ben Muhammed Ali’nin madalyasını Ohio Nehri’ne atmadığını ispatlıyorum”

‘KİTABIN KALBİ MADALYA’

Kayıp Madalyon kitabının önce Türkiye’de çıkmasının nedeninin kendisinin Türk olmasına bağlan Demir kitabının önümüzdeki yıl ‘Lost Medal’ adıyla ABD’de de çıkacağının bilgisini verdi. Gazeteci-Yazar Bilgehan Demir kitabının isminin nasıl çıktığını ise “Kitap ismini kendi kendine verdi, kitabı yazarken isim kendiliğinden ortaya çıktı. Bir baktık kitabın kalbi madalya olmuş. Madalya nerede? Kayıp! O zaman ‘Kayıp Madalyon’ olsun dedim ve ismi böyle çıktı” şeklinde anlattı.

Madalyanın izini sürmek için Louisville’e giden ve Muhammed Ali’ye siyahi olduğu gerekçesi ile servis yapmayan 1881’de kurulmuş ve halen fliyette olan o restoranı bulan Bilgehan Demir madalya olayının hikayesini şöyle aktardı: ‘İddiaya göre Muhammed Ali, olimpiyatlardan döndükten sonra altın madalyasıyla bir restorana gidiyor ve onu siyahi olduğu gerekçesiyle oradan kovuyorlar. O da ‘Koskoca Amerika Birleşik Devletleri için ben madalya kazanmışım, altın madalya kazanmışım, bana bir yemek bile servis etmiyorsunuz’ diye çıkartıyor ve madalyasını hemen yakınlardaki Ohio Nehri’ne atıyor. Peki olay gerçekten de böyle miydi? Ben o restoranı buldum ve gizli kamera ile içeri girip yemek yemek istedim. Beyaz biri olarak beni de almadılar. Çünkü o restorana giriş üyelikle. Üyeliği olmayan hiç kimse o lüks ötesi restorana giremiyor. Siyahi de olsan, beyaz da olsan, sarı da olsan kahverengi de olsan ne renk olursan ol, almıyorlar. Bunun renkle bir alakası olmadığını orada bizzat kendim içeri girmeye çalışarak test ettim, 1960’larda içeriye siyahilerin de girebildiğini dair belgeler buldum”

“Peki Muhammed Ali neden böyle bir yalan söylemek zorundaydı! Neden böyle bir şey yazdı kitabında, bu konuyu neden hemen 1960’ta değil de madalyayı atmasından tam 15 yıl sonra ortaya koydu?” Bu durumun kafasını çok kurcaladığını söyleyen Demir, madalyanın izini bulmaya bunu fark edince soyunuyor. Bilgehan Demir “İşin sırrı senaristte, yazarın bir pembe dizi senaristi olduğunu öğreniyorum. Muhammed Ali’nin madalyası gerçekten de kayıp. Bunu kitapta bir detaya bağlamak isteyen yazar Madalya’nın nehre atılması hikayesini restorana alınmamasına bağlayınca kıyamet kopuyor. Ama yaşadıkları süre boyunca bunun bir gerçek olduğu savunuluyor. Ancak ben bunun bir senaryo olabileceğini düşünerek madalyanın izini sürmeye başlıyorum ve konuyu neticelendirene kadar da peşini bırakmıyorum” ifadelerini kullandı.

Yıllar süren araştırma sonrasında ‘Kayıp Madalyon’ kitabı o madalyanın nehre atılmadığını şahitler, röportajlar ve belgeler eşliğinde sayfalarına taşıyor. Yazar Bilgehan Demir bütün verileriyle bütün araştırmalarıyla Muhammed Ali’nin bahsettiği, ‘Ben madalyamı nehre attım’ sözünün bir senaryodan oluşup oluşmadığına çok net bir cevap veriyor.

()

Exit mobile version